İyi bir dünyada mı yaşıyoruz? Çocuk yuvasından evde oturan çocuklarla yaşamaya ilişkin uyarımlar.

yazan ESDD
2181 views

IASWECE Bülten 04.2020

Philipp Reubke

Çeviri: Bereket Uluşahin

Küçük çocukları olan sevgili anne ve babalar,

Çocuk yuvaları boş, çiçekleri eğitmenler evlerine götürdüler, çocuklar da sizlerle birlikte.

Değerlendirme 1

En nihayet evde çocuklarla geçirilecek zaman ve huzura kavuşmak ne mutluluk. Randevuların, yükümlülüklerin, seyahatlerin ve uzun otomobil yolculuklarının gerginliğinden uzak, ara sıra alışveriş yapmanın dışında evde birlikte olmanın tadını çıkarmak – çocuklar için bundan daha güzel ne olabilir? Tabii ormanda ya da parkta koşup oynamak yok – rüzgâr, su, toprak ve kayın ağaçlarının yeni açmış yapraklarının narin yeşilliği. Ama bunun dışında iş hayatı, okul ve boş zaman etkinliklerinin koşuşturmasına umulmadık bir şekilde mola vermek çocuklarınız ve hepimiz için hoş bir şey değil mi? Bahçesi olanlar, hep evde olmamız nedeniyle, her gün bahçe bakımı yapmanın bitkileri hiç olmadığı kadar coşturduğunu görebilirler. Aynı şekilde kendileriyle meşgul olunması çocukları da rahatlatacak ve mutlu edecektir. Çok şükür çocukların en sevdikleri kişilerin onlara ayıracak vakitleri var: Anne-babaları ve kardeşleri.

Değerlendirme 2

Ne felaket: Üç milyardan fazla insan evlerinde hapisler. Konutların birçoğu dar ve karanlık, zaten birçok çocuğun önceden de hareketsizlik ve ekran bağımlılığı sorunu vardı. Şimdi durum gerçekten kötü. Bedensel-duyusal deneyimler ve entelektüel-sinirsel uyarımların eksikliği nedeniyle birçok çocuk duygusal bakımdan dengesiz. Bütün günü benzer sorunları olan kişilerle, dahası keyifsiz yetişkinlerle geçirmek agresiflik, korku ya da depresyondan kurtulmak için ideal bir durum değil. Bütün evlerde saatlerce vakit geçirilen ortak konuyu sindirmek çocuklar için özellikle zor: Hastalanan ve ölenlerin sayısı, bu kaostan sorumlu olan kişiler ve güçler, ayrıca geleceğe yönelik felaket senaryoları.

Bu değerlendirmelerden hangisi doğru? Sevgili anne ve babalar, her durumda bütün insanların doğanın ve insanın tehdit altında olduğu bilinciyle yaşadığı bir dönemde çocuklarınızla birlikte evde oturuyorsunuz. Umarım yuvanızın eğitmeninden günü “saat – saat” nasıl geçireceğinize ilişkin öneriler almışsınızdır. Aşağıda belki henüz düşünmemiş olduğunuz birkaç öneriyi daha bulacaksınız. 

İyi bir dünyada mı yaşıyoruz?

Çevresindeki yetişkinlerin iyi bir dünyada yaşadıkları bilincini yansıtmalarının küçük çocuk için ne kadar önemli olduğunu muhakkak duymuşsunuzdur. Ama çoğumuz bunun tam tersinin geçerli göründüğü bir yaşam koşulu içinde bulunuyoruz. Bütün dünyayı etkileyen, zorlukla kontrol edilebilen ve getireceği sonuçların öngörülemediği bir pandemi tek başına insanlığın doğayı ve kendini yok etmeye yönelik ortak eğilimini bir kaç hafta boyunca durdurabiliyorsa, bu iyi bir dünya değildir.

20 yıl kadar önce Roberto Benigni’nin çevirdiği ‘Dünya Güzeldir’ adlı film gösterime girmişti. Bazıları filmin hikâyesini abartılı ve ucuz bulmuştu, ama filmde bir babanın sarsılmaz iyimserliği ve neşesinin çocuğunu nasıl etkilediğini hissedebiliyordunuz. Naziler tarafından tutuklanmış ve babanın toplama kampına gittiğini bildiği bir trenin içindeydiler. Baba bu koşul altında bile çocuğuna, kendine özgü bir tarzda dünyanın iyi olduğu mesajını vermeye çalışıyordu.

Aslında mesele gerçekten dünyanın iyi ya da kötü olması değil, daha ziyade yetişkinlerin dünyayı biraz olsun iyileştireceğine inandıkları bir planlarının olup olmadığıdır. Bu, toplama kampına giden trendeki baba için ve Ionescu’nun bütün insanların yavaş yavaş gergedana dönüştüğü ‘Gergedanlar’ oyununun kahramanı Berenger için sanat sevgisi ve doğaçlama yeteneğidir, birçok kez müebbet hapse mahkûm olmuş Fransız gangster Michel Vaujour için ruhsal yeteneklerinin belirli egzersizlerle inanılmaz bir şekilde arttığını fark etmesidir. Benim için ise bahçede yetiştirdiğim turplar ya da kendi elimle yaptığım bir mutfak rafı olabilir.

Yuva eğitmenleri olarak bir projemiz olmasının, örneğin zevkle ve neşe içinde yakın çevrede somut bir işe girişmenin, çocukları ne kadar olumlu etkilediğini biliriz. Proje ve çalışmayla ruhsal ve bedensel bir sıcaklık üretiriz. Birden çocukların kavgalarına ya da göze batan davranışlarına daha tarafsız yaklaştığımızı ve güven duygusu geliştirdiğimizi fark ederiz.

Tam da bu çocukları olumlu etkiler. Bizim gayretimiz onları özgürce oyun oynamaya teşvik eder ve kendileri harekete geçerek mutlaka uygulamak isteyecekleri projeler üretirler. Bir sıcaklık yayılarak çevremizde bir şeylerin daha iyi ve daha güzel olması için neler yapabileceğimiz düşüncesini ateşler, somut bir şey yapmaya yönelik motivasyonumuzu arttırır, yaptığımız işten aldığımız zevkin içine işler ve sonunda Koronavirüs’e ilişkin yorumlar yapmak yerine kişisel etkinliğe yönelen çocuklara ulaşır. Bu etkiyle çocuklar da bizimkini de aşan büyük bir sıcaklık üretirler.

Özellikle korku yaratan bir durumda, örneğin çevremizdeki bütün insanlar zamanla gergedana dönüşürse, ötücü kuşlar ve arılar ölürse ya da hesaplanamayan bulaşıcı bir virüs ortalığa yayılırsa, başta çocuklar olmak üzere, hepimiz sıcaklığa gerek duyarız. İyi bir dünyamız olduğuna ilişkin soyut inancın, kendini dünyayı biraz olsun iyileştireceğine inandığımız somut ve anlamlı bir çalışmaya dönüştürmesi sayesinde bu sıcaklığı yaratırız.

Yuvadan siz evlerinde oturanlara öneriler:

Turp tarhı: Toprağa ve yeşil bitki yapraklarına özenli davranırız. Çocuklar bunu görür ve hissederler.

Mutfak rafı: Ahşap kesildikten, törpülendikten, delindikten ve zımparalandıktan sonra pürüzsüz bir hale gelir ve daha önce dolaba tıkıştırılmış baharat kavanozları artık rafın üstünde çok güzel görünürler.

Oyuncak bebeğe yatak: Bebek artık herhangi bir köşede uyumayacağı, kendine ait bir yatağı olduğu için memnundur. Yatağın ahşap olması da gerekmez, karton olabilir ya da biraz uğraşarak sepet yapılabilir.   

Elbise dolabı: Dolap biriken giysilere artık dar geliyor olabilir. Bütün giysileri selamlayıp masa, sandalye ve yatakların üzerine sererek sevdiklerimizi ve artık küçük gelmeyenleri güzelce katlayıp yeniden dolaba yerleştirebilir, diğerlerini yine hediye etmek üzere güzelce bir koliye koyabiliriz. Ve bunu yapmak size çok iyi gelir.

Kitap rafı: Aylarca raflarda duran kitaplar ve diğer ufak tefek şeyler tozlanır ve kitaplar tozdan öksürmeye başlar. Bunları odanın başka bir köşesine dizip rafları silip temizleyebiliriz.

Şölen günü: Haftanın bir gün önceden her türlü hazırlığını yaptığımız bir ya da birkaç gününü şölen günü ilan edebiliriz: Temizlik seferberliği, elbiseleri ütüleme, yemek pişirme, yeni şarkılar öğrenme, süsleme malzemeleri üretme gibi etkinliklerle.

Telaşsızlık: Yarattığınız sıcaklığın çocuklara sirayet etmesini ve onları oyun oynamaya motive etmesini istiyorsanız, her şeyi huzurlu bir şekilde yapmanız gerekir. Ama içinden geçtiğimiz dönemde vaktimiz bol olduğu için bu zor olmayacaktır.

Oturma odası oyun alanı olabilir mi? Evet. Binalar ve gizlenme köşeleri inşa etmenin önemli olduğu oyunlar için çocuklar genişçe bir alana ihtiyaç duyarlar. Ama oturma odasının belirli saatlerde yetişkinlere ait olduğunu ve tekrar eski haline getirilmesinin gerektiğini de bildirmeniz iyi olur. Oyun alanının derlenip toplanmasının da birlikte halledilmesine zaman ayrılmalıdır.

Sevgili anneler ve babalar, sizlerin de mutlaka ilginç ve pratik düşünceleriniz vardır. Belki çocuklarınızla geçirdiğiniz bu yoğun dönem, salgın sonrasında bir çocuk yuvasında çalışmak isteyebileceğiniz kadar hoşunuza gitmiştir. Ve belki de küçük çocuklarla geçirilen hayata, Erich Kästner’in sıkça hatırlanan şu veciz sözünün ne kadar uyduğuna dikkat etmişsinizdir:

‘İyi diye bir şey yoktur,

Ama yaparsan olur.’     

Philipp Reubke 1996 ve 2017 yılları arasında Colmar ve Mulhouse’taki (Fransa) çocuk yuvalarında çalıştı. IASWECE’nin koordinasyon grubu üyesidir.                                                                                          

Bunlara da göz atın